Bayılma (Senkop)

Çocuklarda Bayılma, beyin kanlanmasındaki geçici azalmaya bağlı gelişen ani bilinç ve kas gücü kaybı olarak tanımlanmaktadır. En sık 10-18 yaş grubunda olmak üzere çocuklarda %20-25 oranında görülmektedir. Yaşanabilecek kafa travmaları ve hayatı tehdit eden kalp kaynaklı altta yatan hastalıklar bayılmanın önemini artırmaktadır.

Nedenleri

Çocuklarda kalp hastalıkları ile ilişkili senkop atakları yetişkinlerden daha az  görülmektedir. Ani pozisyon değişikliği, uzun süre ayakta kalma, kızgınlık, ağrı, korku gibi tetikleyici bir durum sonrası vücuttaki kanın uygunsuz şekilde bacaklarda göllenmesine bağlı kan basıncı düşüklüğü ve bununla ilişkili beyin kanlanmasındaki azalma sonrası gelişen bayılma (vazovagal senkop) çocuklarda sıktır. Bunun dışında kalp ritim bozuklukları, doğuştan veya sonradan gelişen yapısal kalp hastalıkları, migren, epilepsi, beyin damar hastalıkları ya da tümörleri, kan şekeri ve elektrolit bozuklukları ya da psikiyatrik rahatsızlıklar da çocuklarda bayılmaya neden olabilir.

Ritm bozukluklarına örnek olarak kalp hızının çok yavaşladığı bradikardi, kalbin duraklaması veya tam kalp bloğu gibi bozukluklar ve kalp hızının çok arttığı Wolf Parkinson White sendromu (WPW), supraventriküler taşikardiler (SVT), uzun QT sendromu, Brugada sendromu ya da ventriküler taşikardiler (VT) olarak sayılabilir.

Aort darlığı (AS), akciğer atardamarının darlıkları (PS), mitral darlık (MS) ve koroner arter bozuklukları çocuk hastada bayılmaya neden olabilen doğuştan kalp hastalıklarındandır.

Çocuklarda bayılmaya yol açabilen sonradan gelişen kalp hastalıkları arasında; kalp kasında aşırı kalınlaşmalar (hipertrofik kardiyomiyopatiler), akciğer atardamarında basınç artışı (pulmoner hipertansiyon), mitral darlık, kalp zarının iltihaplanması (perikardit), kalp tümörleri (atrial miksoma) ve kalp kasında aşırı zayıflamalar (dilate kardiyomiyopatiler) sayılabilir.

Tanısı

İyi bir klinik öykü ile çocuklarda bayılma tanısı konulabilmektedir.

Epilepsi nedeniyle olan bayılmalardan önce baş dönmesi, göz kararması, çarpıntı, solukluk veya terleme gibi belirtiler olmaz, bayılma aniden olur. Bu hastalarda, bir dakikadan uzun süren bilinç kaybı, bayılma esnasında idrar ve/veya gaita kaçırma, vücutta gevşeklikten ziyade katılık hali, yaralanmalar, bayılma sonrasında devam eden bilinç bulanıklığı dikkat çekicidir.

Psikolojik sebeplere bağlı bayılmalar, sadece izleyicilerin olduğu ortamlarda ve sıklıkla duygusal yüklenme zamanlarında gelişir. Bu hastaların atakları sırasında herhangi bir yaralanma olmaz ve bu durum bir saate kadar uzayabilir.

Bayılma nedeniyle getirilen çocuklarda sık kullanılan kan testleri, akciğer röntgeni, elektroensefalografi (EEG) ve beyin tomografisi gibi tetkiklerin tanısal değerinin oldukça sınırlı olduğu bildirilmiştir.

Bayılması olan çocukların değerlendirilmesindeki amaç altta yatan kalp hastalığı olan yüksek risk grubundaki hastaların belirlenmesidir. Bayılmanın, bir dakikadan uzun sürmesi, yatar pozisyonda olması, egzersizle ortaya çıkması, beraberinde göğüs ağrısının olması, daha önceden kalp hastalığı olduğu bilinen çocuklarda ortaya çıkması veya ailesinde ani ölüm olan hastalarda görülmesi gibi kalp hastalığı kalp kaynaklı bayılma olabileceğini düşündürecektir.

Çocuk kardiyoloji hekimi tarafından alınacak ayrıntılı öykü, yapılacak muayene, elektrokardiyografi (EKG) ve ekokardiyografi (EKO) ile çocuklukların çoğunda bayılma nedeni belirlenebilir ve özellikle ani ölüm riski taşıyan kalp hastalıklarının olmadığı gösterilir. Böylece ailelerin endişeleri de ortadan kaldırılabilir. Nadiren bayılmanın tanısı için eforlu EKG (stres testi), uzun süreli EKG kaydı (Ritm Holter EKG) veya eğik masa (tilt table) testi gibi ileri tetkikler gerekebilir.

Tedavisi

Hayatı tehdit eden hastalıkların olmadığı gösterildikten sonra hastanın bayılma tipine bağlı olarak diyet (özellikle su içilmesi ve tuz alımının kısmen arttırılması), yüksek belli elastik destek çoraplarının kullanılması, egzersiz ve/veya ilaç tedavisi önerilebilir.

Kalp hastalığına bağlı hastaların tedavisinde bazı ilaçların kullanılmasının yanında, elektrofizyolojik çalışma (EPS) ile ablasyon yapılması, kalıcı kalp pili takılması veya defibrilatörlü kalp pili (ICD) yerleştirilmesi de gerekebilir.